Karavanda tam zamanlı yaşama geçme, pandemi dönemiyle beraber ülkemizde de son derece yaygınlaşmaya başladı. İşlerini uzaktan yürütebilen Güngör çifti de karavanlarını teslim aldıkları gibi soluğu Akdeniz’de alanlardan. Tülay Güngör (50) marka danışmanı, Mustafa Güngör (42) ise makine imalatçısı olarak çalışıyor. İstanbul’da yaşayan Güngör ailesi geçen aralık ayından bu yana tam zamanında olarak Alanya – İncekum Orman Kampı’nda konaklıyor. Halihazırdaki işlerini burada sabahleyin bülbül sesleriyle uyanarak devam ettirdiklerini dile getiren aile, “Toplantılarımız açık havada, günlerimiz güzel ve sağlıkla geçiyor” ifadelerini kullandı.
15 GÜN SONRA YOLA ÇIKTILAR
Aslında uzun zamandır karavan hayatıyla ilgili planlar yapan Güngör çifti, bu yaşama internette karavan kiralayan bir firmayı gördükten sonra adım attı. Her 2.5 ayda 10 günlük kiralamalarla seyahatler gerçekleştirip, artık karavancılıkla ilgili tecrübe sahibi olduklarına karar verdikleri noktada ise kendi karavanlarını satın aldılar. Mustafa Güngör, karar verme anlarını şöyle anlattı:
“O dönemler İstanbul’da karavan fuarı vardı. Oraya giderken bu işi iyi şekilde Avrupa kalitesinde yapan bir Türk firması varsa ben ondan almak taraftarıydım. Eşimle beraber istediğimiz karavan firmasını bulduk ve siparişimizi verdik. 25 Kasım’da karavanımızı teslim aldık. Yaklaşık olarak 15 gün sonrasında da Antalya’ya İncekum orman kampına geldik ve yerleştik.”
180 METREKAREDEN 15 METREKAREYE
Karavan hayatında herhangi bir zorluk olmadığına dikkat çeken Mustafa Güngör, “Bu biraz sizin zihninizde, kendinizde bitiyor. Ev gibi geniş bir ortam beklemeyeceksiniz ama aslında evden çok daha büyük bir ortama sahip oluyorsunuz. Burada ben 500 dönüm arazi içinde yaşıyorum. İstanbul’da 180 metrekarelik bir evde yaşıyordum ama şu anda 15 metrekarelik bir karavanda eşimle çok güzel, mutlu, mesut bir şekilde günlerimizi geçiyoruz” dedi.
Bütün iş hayatlarını uzaktan devam ettiren Güngör ailesi, 4 mevsim karavancı olduklarını da ekledi. Kışın yağmurunu, çamurunu, soğuğunu, karını da burada yaşadıklarını dile getiren çift, “Aslında zorluk biraz göreceli. Onu yaşayanın belirlemesi gerekiyor, bizim için herhangi bir zorluk yok. Hatta çok daha keyifliyiz. Kompakt bir yaşam içindeyiz, hayatımızı çok daha basitleştirerek konforumuzu attırdık” yorumunda bulundu.
İş hayatlarını karavanlarından devam ettiren Güngör ailesi, teknolojiden faydalandıklarını dile getirerek işlerini karavandan nasıl yürüttükleriyle ilgili de bilgi paylaştı:
“İş yerimizde kamera sistemleri kurulu, herhangi bir müdahale gerektiği zaman kamerayla bağlanıp gereken işlemler yaptırılıyor, yapılıyor. Onun haricinde toplantılarımızı zaten genel itibarıyla dijital ortamlarda veya açık havada yapıyoruz. Bulunduğumuz çevreden yakın yerlerde kuracağımız tesisler varsa oralara da gidiyoruz. İstanbul’dan pek farkı yok, hatta daha da konforluyuz.”
‘İSTANBUL’DA HARCAMAMIZ 5 KAT DAHA FAZLAYDI’
Karavan hayatı ve daha küçük bir yerde yaşamanın getirdiği avantajlar burada oldukça önem taşıyor. Güngör çifti de İstanbul’daki giderlerinin genel olarak yaklaşık 20 -25 bin lira arasında olduğunu dile getirirken, tam zamanlı karavanda yaşamanın bunu çok daha aşağı çektiğinin altını çizdi. Çift, yaz döneminde kamp alanında aylık 3 bin 600 lira ödediklerini, kış döneminde ise bunun bin 900 liraya düştüğünü söyledi. Mustafa Güngör, “Bu fiyatlara elektrik, su ve güvenlik de dahil. Aslında yaklaşık 500 dönüm bir arazi içinde bir villamız varmış gibi bir hayat sürüyoruz. Kendi hobi bahçemizi de yaptık, oradan yeşillik ihtiyacımızı da gideriyoruz. İstanbul’daki giderlerimiz buradan yaklaşık 5 kat daha fazla” diye konuştu.
‘AYAK UYDURURSA KEYFİNİZE DİYECEK YOK’
Şehirdeki evlerine neredeyse hiç gitmediklerini söyleyen Mustafa Güngör, “Aralık ayından bu yana tam zamanlı olarak karavanda yaşıyoruz. Ancak çok acil durumlarda İstanbul’a gidip geliyoruz. Mesela Kurban Bayramı’nda kurban vazifesinden dolayı İstanbul’a gittik. Aşağı-yukarı bir 10-15 gün kaldık döndük ve hâlâ bu taraftayız. Kolay kolay İstanbul’a gitmeyi düşünmüyoruz. Hatta Alanya’dayız, Alanya merkeze bile gitmiyoruz. Ormanın içindeyiz, ara ara gezilecek yerlere gidiyoruz. Burada mutluyuz, daha sağlıklıyız, daha huzurluyuz” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Aslında herkes bu hayatı yaşayabilir, tabii biraz yaşam şartlarınızla da ilgili. Ancak en önemlisi eğer evliyseniz eşiniz bu konuda ne derece size ayak uyduracak, buna da bakın. Eşiniz size ayak uydurduğu müddetçe keyfinize diyecek yok ama eşiniz bu hayatı benimsemezse hayat zindan oluyor. Ben bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.”