Düşüncelerinde boğulanlara

“Keşke şu cümleyi de söyleseydim.”

“Bunlar neden benim başıma geldi”

“Başka türlü olsaydı nasıl olurdu”

“Ben neyi yanlış yaptım”

Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Gün içinde en çok ne düşünürsünüz? O gün için kurduğunuz planları, gidişatı ve belki biraz geçmiş yaşantıları, biraz hayalleri ve beklentileri… Bu listeyi artırabiliriz. Aslında bakıldığında düşünmeden geçen tek bir saniyemiz dahi yok. Bu yazıyı okurken bile bir şeyler düşünüyorsunuz, kiminiz odaklanmaya ve ne anlattığımı yakalamaya çalışıyor, kiminiz zihninde arka planda dönüp duran düşüncelerle kaybolmuş ve bu satıra kadar farkında olmadan gelmiş…

Özellikle çok fazla odaklanmamızı gerektirmeyen aktiviteleri gerçekleştirirken düşünce girdabında boğulduğumuz zamanlar olur; yemek yerken, yürürken, uyumaya çalışırken gibi. Böyle anlarda zihninizden atamadığınız düşünceler döngüsüne kapıldığınızı hissettiğinizde bilin ki zihniniz ruminasyon yapıyor.

Ruminasyon nedir?

Ruminasyon, tekrarlayıcı bir şekilde düşüncelerin zihinde dönüp durması, ve “geviş getirmek” anlamlarında kullanılır. Kısaca zihniniz düşünceyi geviş getirircesine döndürür durur, bir sonuca varamaz, yalnızca düşünür. Bu tür düşüncelerin problemi çözmeye yönelik bir imkan sağlamadığı da araştırmalarca desteklenmiştir. Ruminasyon günlük hayatta kişilerin aktivitelerini olumsuz yönde etkiler. Odaklanmayı zorlaştırır, geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler şimdi’ye dair motivasyon düşüklüğüne, gelecekle alakalı algı bozukluğuna ve bilişsel çarpıtmaların pekiştirilmesine sebep olur. Otomatik ve istemsiz biçimlerde zihinde beliren düşünceler kişilerde bunalma, boğulma, sıkışmış gibi hissetme sonuçlarına da yol açar.

Ruminasyon neden olur?

Ruminasyon, “endişe” “belirsizlik” ve “kontrol” kavramlarıyla yakından ilişkilidir. Kişinin olay veya durum üzerinde belirgin bir kontrolü olmasa bile üzerinde uzun uzun düşünmesi her şey onun kontrolü altındaymış gibi hissettirir. Belki de kısa vadede bu his kişileri rahatlatsa da uzun vadede düşünceden boğulduklarını belirtirler. Aynı şekilde belirsizlik ve endişe kavramları da aynı yönde hizmet ederler. Ruminasyon çoğunluklukla öğrenilmiş bir davranıştır bu yüzden kişiler “ben hep çok düşünen biriydim.” cümlesini kullanırlar.

Birçok sebepten bahsetmek mümkün ancak kısaca belirtmek gerekirse;

  • Kişilerin geçmişi değerlendirirken olumsuz olay ve sonuçlara odaklanmaları,
  • Olumsuzlukları kendileriyle ilişkilendirmeleri,
  • Çok fazla genelleme yapmaları gibi düşünce hataları yatar.

Daha da geçmişe gidecek olursak, anneyle kurulan bağlanma şekli oldukça önemlidir. Bazı araştırmalarda, annenin çocuğa sorunla baş etmesi için gereken alanı sağlayamamış olması, soruna ilişkin alternatif çözüm üretme becerisini öğretmemesi, müdahaleci ve yargılayıcı tutumlarının bu sonuçları ortaya çıkardığı iddia edilmektedir.

Ruminasyon kişiyi nasıl etkiler?

Ruminasyonun kişiler üzerinde hayatın birçok alanında etkisinden bahsedebiliriz. Aşırı düşünme sorununa sahip olan kişilerin stres düzeyi diğer kişilere daha yüksektir. Sosyal, iş ve aile yaşantısında devamlı düşünmek olumsuza daha çok yaklaşmaya ve değerlendirme-karar mekanizmasının bozulmasına sebep olur. Bu sebeple kişiler arası ilişkiler sekteye uğrayabilir. Örneğin, partneri hakkında sürekli olarak olumsuz düşüncelere sahip olan bir kişi partneriyle tartışacak ve bu da sosyal hayatını olumsuz olarak etkileyecektir. Durumu doğru değelendirmesine de engel olduğu için, kişinin düzeltme yolunda bir adım atmasını zorlaştıracaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir