15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaçacağını FETÖ’cü hainler sosyal medyadan yaymaya çalışırken, CNN yayınında facetime görüşmesi bütün umutlarını bitirdi. Kılıçdaroğlu ise geçtiğimiz hafta asılsız iddialarda bulunarak FETÖ’cülerin ağzıyla ‘Erdoğan kaçacak’ ifadesini kullandı. Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni ve Yenişafak Yazarı Hasan Öztürk, 15 Temmuz gecesindeki HTS kayıtlarının ortaya çıkarılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini hatırlatıp, “15 Temmuz gecesi kim kiminle neredeydi, HTS kayıtlarıyla belli. Bir gün o kayıtlar ortaya çıkacak ve kimin “kaçacak delik” arayacağı ortaya çıkacak.” dedi.
İşte Hasan Öztürk’ün dikkat çeken o yazısı:
Biz vatanımızda yokken olanlara dair kısa bir Z Raporu yazmayı uygun gördük.
Zira, tam 7 günde Türkiye’de yaşananlar İskandinav ülkelerinde 7 yılda yaşanmayacak kadar yoğun. Bizim ülkemizin bir günü, birçok ülkenin yıllarından daha uzun ve daha yoğun.
Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de diyor ya, “50 bin yıllık bir gün”, onun gibi bir başka memleket için yıllarca yaşanmayacak hadiseler Türkiye’de bir günde yaşanıyor. Zaman Türkiye’de başka türlü, Türkiye dışında başka türlü akıyor.
KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER YAFTALAMAKTA SINIR TANIMIYOR, SONRA DA KUTUPLAŞTIRMAKTAN SÖZ EDİYOR
Biz Türkiye’den ayrılmadan hemen önce, İyi Parti lideri Akşener’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Abdülhamit’e benzettiği ve sos olarak “istibdat, tek adam” yaftalarını eklediği konuşmasının yankıları vardı. “Bir nevi Netanyahu’dan, bir nevi Abdülhamit’e evrilen dili” tartışıyorduk.
Biz yokken Akşener’in ortağı CHP lideri işi biraz daha ileri taşıyıp, “Erdoğan Amerika’ya kaçacak” hezeyanlarını tivitter’da paylaştı.
ERDOĞAN “ÖLÜMÜNE BURADAYIZ” DEDİĞİNDE KILIÇDAROĞLU KOLTUĞUNDA HOPLAMIŞ MIDIR?
Önceki gün biz henüz memlekete dönmeden, İstanbul’un fethinin yıl dönümünde, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ndeki ağaç dikme töreninde konuşan Erdoğan, “Ölümüne buradayız” dedi. Kemal Bey muhtemelen tıraşını olmuş, beyaz gömleğini giymiş, kırmızı kravatını takmış, terlikleriyle birlikte kahvesini de yanına alıp televizyon karşısına geçmiş ve bu mitingi izlemiştir.
Acaba Erdoğan, “Biz ölümüne buradayız” dediğinde Kılıçdaroğlu, “Tüh 15 Temmuz gecesi de ülkeyi terk etmemişti, şimdi de etmiyor. Ve milletle birlikte yine meydan okuyor” diyerek koltuğundan zıplamış mıdır bilmiyoruz ama bir şeyi biliyoruz…
O şey, dün Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni kardeşim Hüseyin Likoğlu’nun yazısının bir bölümünde “sezdirdiği” şeydir!
Likoğlu yazısının sonunda Cumhurbaşkanı’na seslenip şöyle bir talepte bulundu, “Sayın Erdoğan, 15 Temmuz gecesi kim kiminle beraberdi, kim kimi aradı, kim kime doğru koştu, kimler bir araya geldi, kimler bir aradayken ayrıldı. HTS kayıtları ve baz istasyonu sinyalleri ne diyor. Bugünkü Yuvarlak Masa o gün kare miydi, dikdörtgen miydi, sanal mıydı, gerçek miydi? Bize bir iyilik daha yapın, bu durumu ortaya çıkarıp öyle kaçın ne olur!..” (Yeni Şafak 30.05.2022)
15 Temmuz öncesi, “Malezya’ya kaçacak”, “Endonezya’ya kaçacak” diyen FETÖ’cülerle dil benzeşmesi yaşayan Kılıçdaroğlu, “Kaçacak” diye televizyonlarda söz söylüyordu.
15 Temmuz gecesi, “Almanya’dan sığınma istedi” türündeki tezvirat ve yalanları da sosyal medyadan üfürenler onlardı. Hatta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Facetime ile yaptığı canlı açıklamayı, “Yazılı açıklama sanan” sonra canlı açıklama olduğunu öğrenen bazı FETÖ’cülerin gözleri dönmüş, nutukları tutulmuştu. (Bakınız; Kerim Balcı’nın o geceki hallerine)
ERDOĞAN: “HTS KAYITLARI ÇIKTIĞINDA KEL GÖRÜNECEK.”
Likoğlu’nun “HTS kayıtları”na dikkat çekmesi 25 Şubat 2020 tarihinde Azerbaycan’dan dönerken, uçakta bizim de bulunduğumuz gazetecilerin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini hatırlattı.
“Devletin elinde 15 Temmuz darbe girişiminin sivil ayağına dair bir bilgi, bulgu var mı” sorusuna Erdoğan, aynen şöyle cevap vermişti, “Bu konularla alakalı HTS kayıtlarının zamanlamaları çok önemli. Konseyin (Yurtta Sulh Konseyi) şu anda içinde olup dedikoduları yapılanlarla alakalı zannediyorum bu kayıtlar ortaya döküldüğünde Türkiye’de çok daha farklı bir hava eser ve esecektir. Bunun için bizim de biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Bu adımlar da atılacaktır. Böyle şu anda bazı şeyler açıklanmıyor diye her taraf süt limandır zannedilmesin. Açıklandığı anda zaten artık kel görünecektir.”
O gün de söylemiştik bugün de söyleyelim. Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra 15 Temmuz gecesi kim kiminle neredeydi, HTS kayıtlarıyla belli. Bir gün o kayıtlar ortaya çıkacak ve kimin “kaçacak delik” arayacağı ortaya çıkacak.
DEMİRTAŞ DA 6’LI MASA’NIN DAĞILDIĞI FİKRİNİ EMPOZE EDİYOR
Z Raporu’nu şu konuyla bitirelim. HDP’nin eski Eş Başkanı Demirtaş, 6’lı masadan umudunu kesmiş. Ya da bize ortaklarıyla birlikte bir şey söylemeye çalışıyor. Ne demek istediğimizi bu bağlamın sonunda söyleyeceğiz.
Ama önce Demirtaş’ın, 6’lı masa için, “(…) ortak bir söylem üretip ortak bir sloganda ‘Voltran’ı oluşturamadıkları için aslında hiçbir şey söylemiyorlar. O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakafoni şeklinde söylüyorlar ki, sonuçta hiçbir şey söyleyememiş oluyorlar” dedikten sonra daha önce “faşist” dediği İyi Partililere ve Akşener’e sözü getiriyor
“(Akşener) Biz bu seçimde hakkıyla birinci parti olacağız ve ben başbakan olacağım. Nasıl yani? Birlikte masaya oturduğunuz liderleri seçimde eze eze yenip tek başına 360 milletvekili çıkararak Anayasa’yı değiştirecek ve sonra da başbakan mı olacaksınız? Diğer partileri yenmek için mi altılı masada oturuyorsunuz? İlginç.”
Demirtaş’ın sözlerini sizin takdirinize bırakıyorum. Ama bir hatırlatma da yapayım.
6’lı masanın Kılıçdaroğlu dışındakileri çoktan masayı dağıtmıştır. Ve birinci turda “çoklu aday” fikrini seçmenlere empoze etmeye başlamışlardır. Nasıl olsa onlara göre, 2’nci turda “Tuvalet terliği”ne mührü basacaklar!
Nasıl tezgah ama?
Yeniden ülkemiz Türkiye’ye dönmek çok güzel. Gündemi yorucu olsa da memleketimizi seviyoruz.