Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay gündem olan Kızılay’a dair açıklamalarda bulundu. Oktay, “Erdoğan çıkıp çabucak değiştiriyor olsa ‘tek adam’ diyorsunuz. Değiştirmiyor ‘genel kurulu çalıştırsın’ denildiğinde ‘niye yapmıyorsunuz?’ deniliyor. Genel şura üyeleri bunu çok rahatlıkla değiştirebilir yahut lider istifa edebilir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tv100 canlı yayınında soruları yanıtladı. Fuat Oktay’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“6 Şubat’taki sarsıntılar büyük bir afet. Tıpkı gün 2 büyük sarsıntısı yaşadık. O gün de yılın en şiddetli soğuğunu yaşıyoruz. 04.17’de zelzele olduğu anda hepimize AFAD’dan ihtar geldi. 04.17’de hepimiz ayaktaydık. Süleyman Bey ve Cumhurbaşkanımızla görüşmemiz oldu. 04.17’de olan bir zelzelenin akabinde dakikalar sonra birbiriyle bağlantı kurmuş, ana stratejik kararları vermiş bir iktidardan bahsediyoruz.
‘KOMUTANLARIMIZ ‘SAVAŞTAYIZ’ DEYİO RİSK ALDILAR’
Her bir vilayetimize görevlendirme yapılmıştır. O denli şiddetli bir soğuk ki helikopterler kalkıp gidemiyor. Kumandanlarımızın orada ‘bir savaştayız’ deyip risk aldılar. O kaideler içerisinde bakanlarımız misyon yerlerindeydi. Tüm alanlara birden odaklanmak zorundayız, her bir enkazın başına birer kişi verebilirsiniz lakin hakikat değil. O vakit fazla bir iş yapamazsınız. Grupları muhakkak yerlerde odaklamak zorundasınız. O kaidelerde grupları ulaştırmak zorundasınız. Biz o gün milletlerarası takımlarla ilgili yardım davetinde bulunduk.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı, heyetiyle birlikte bana geldi, ‘böyle bir afet ve bu türlü bir yıkım ve bu büyüklükte bir arama kurtarma faaliyeti bizim kayıtlarımızda dünyanın rastgele bir yerinde gözükmüyor’ dedi.
‘İLK 3 HAFTA…’
Bu büyüklükteki sarsıntının her türlü tüm akut devrini, her türlü kahırlarını birinci 3 haftada geride bırakan bir Türkiye’den bahsediyoruz. Çok tezli söylüyorum ne ABD, ne İngiltere, ne Fransa, ne Rusya, ne Çin, ne Japonya bu büyüklükteki afetin akut zelzelesini bu kadar kısa müddette geri bırakma talihi yok. Bugün itibariyle 3,3 milyon insanımız süreksiz barınma merkezinde. Yaklaşık 770 bin kurulu çadırımız var. Konteyner sayımız 71 bin oldu. Amacımız 130 bine çıkmak. Enkazların kaldırılması 1 haftaya bitiyor.
‘KALICI KONUTLARA BAŞLADIK’
Enkazları kaldırırken kalıcı konutlara başladık. 311 bin konutun hasarlı olduğunu gördük. Evvelce biz orta hasarlıları güçlendiriyorduk fakat orada gördük ki burada çok başarılı işler olmuyor. Verdiğimiz krediler konutların güçlendirilmesinde çok sağlıklı olmuyor. Cumhurbaşkanımız talimat verdi ve orta hasarlıların tamamını yıktık. 2 ay üzere bir müddette 121 bin konutun temelleri atıldı. Köy konutları bitti. Bayram sonu teslim etmeye başlayacağız. Tamamını 1 yıl içerisinde bitireceğiz. Biz kelam verdik mi yaparız diyen bir iktidarız. 6 Şubat’ı yedili masanın olduğu iktidarda yaşasaydık toplanıp toplanıp dağılırlardı. Yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Bol keseden vaat verip yapamayacak olan ile Türkiye’nin hayrına iş yapanı milletimiz görüyor.
‘ŞAHISLARI KURUMLARDAN AYIRMAK GEREKLİ’
Kızılay’ın çadırları, çadır üretim tesisleri var. Biz çadır stoklarının tamamını kullandık, dışarıdan da çok önemli takviye aldık. Sonra parayla çadır satmayı öğrendik, buna ben evvelden de tabir ettim. Buna biz de üzüldük, bu türlü bir şey olmasaydı uygun olurdu. Kızılay genel kurulu olan ve idaresi genel şurayla belirlenen bir kuruluştur. Şahısları kurumlardan ayırmak gereklidir. Oluşturulan algıyla kurumu dövmemek lazım. Burada yapacağımız 2 şeydir; kişinin kendi inisiyatifi ile istifasıdır, harikulâde genel konseye davet edilmesi ve idarenin belirlenmesidir. Erdoğan çıkıp çabucak değiştiriyor olsa ‘tek adam’ diyorsunuz. Değiştirmiyor ‘genel kurulu çalıştırsın’ denildiğinde ‘niye yapmıyorsunuz?’ deniliyor. Genel konsey üyeleri bunu çok rahatlıkla değiştirebilir yahut lider istifa edebilir.”